13 Nisan 2009 Pazartesi

Şimşeğin Parıltısı














Allah şimşeklerde bizler için birçok hikmetler var etmiştir. Şimdiye kadar belki birçok insanın hiç bu kadar detaylı düşünmediği, insana korku ve umut duyguları hissettiren gök gürlemesinin Allah korkusunun artmasına vesile olduğunu, Allah’ın dilemesi ile insanlara belli amaçlar için gönderildiğini düşünmeli ve şükretmeliyiz.

Geceleri, sağanak yağmurda gökyüzü birdenbire aydınlanır ve ardından bir süre sonra şiddetli bir gürültü duyulur. Peki bu kadar aydınlık veren ihtişamlı şimşeklerin nasıl oluştuğunu biliyor muydunuz? Ne kadar kuvette ışık yaydıklarını? Ya da ne kadar ısı yaydıklarını?…

-

Şimşek sırasında oluşan gök gürültüsünün nedeni ise, şimşek kanalının çevresindeki havanın bir anda ısınmasından kaynaklanır. Bunun sonucunda hava ses üstü hızla genleşir ama birkaç metre sonra şok dalgası normal bir ses dalgasına dönüşür. Ses dalgaları daha sonra ortamdaki hava ve yüzey şekillerince biçimlenir. Birbirini izleyen patlama ve çatırdamaların sebebi de budur.


Şimşeğin tüm özelliklerini göz önünde bulundurduğumuzda bu olayın mucizevi bir oluşumdan ibaret olduğu ortaya çıkmaktadır. Çünkü gözle görülemeyen (+) ve (–) yüklü parçacıkların arasından böylesine büyük bir gücün çıkması şimşeğin bilinçli olarak yaratıldığını göstermektedir. Ayrıca bu güçten bitkiler için faydalı olan azot moleküllerinin ortaya çıkması, şimşeğin belli bir hikmetle yaratıldığını da ispatlar.

“... şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri kamaştırıp götürüverecektir.” (Nur Suresi, 43)

-

Ortalama bir şimşek çakışı 3 aydan daha fazla bir zaman için 100 watt’lık bir ampulü yakabilir.

Bir şimşeğin yere temas noktasında hava 25.000 Cº ye kadar ısınır. Hızı saniyede 150.000 km’dir. Şimşeğin ortalama kalınlığı 2.5-5 cm’dir.

Şimşek yeryüzünü kaplayan bitki örtüsünün yaşamını devam ettirebilmesi için önemli olan nitrojen moleküllerini üretir.

Ortalama şimşek çakması 20.000 amper elektriksel güç içerir. Bir kaynakçı çeliği kaynakla birleştirmek için 250-400 amper kullanır.

Şimşek saniyede 150.000 km yani neredeyse yarı ışık hızıyla hareket eder ve sesten 100.000 defa hızlıdır.
















Allah şimşeğe Kuran’da özel olarak dikkat çekmiştir. Kuran’daki surelerden biri olan Ra’d Suresi’nin anlamı “gök gürültüsü”dür. Allah, şimşek ile ilgili ayetlerde şimşeği bir korku ve umut olarak insanlara gösterdiğini bildirmiştir. Gerçekten de şimşeğin çakması yağmurların yağacağına işarettir ve yağmurlar ya ekinlere bereket olarak umut verecektir ya da sel, taşkın, toprak kayması gibi felakete sebep olarak insanları korkutacaktır. Allah, Rum Suresi’nde şöyle bildirmiştir: “Size bir korku ve umut (unsuru) olarak şimşeği göstermesi ile gökten su indirmek suretiyle ölümünden sonra yeri onunla diriltmesi de, O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilecek bir kavim için gerçekten ayetler vardır.” (Rum Suresi, 24)

“Gök gürültüsü O'nu hamd ile, melekler de O'na olan korkularından tesbih ederler.. O, yıldırımları gönderip bununla dilediğine çarpar; onlar ise Allah hakkında çekişip-tartışırlar. O, gücü (ve cezası) pek çetin olandır.” (Rad Suresi, 13)



kaynağımız: http://www.allahvar.com/

1 Nisan 2009 Çarşamba

Bir Gecede Bir Bahar


















AĞACIN ÜCRA BİR KÖŞESİNDEN, sessizce bir dua yükseldi bir bahar sabahı.


Canlanmak istedi kuru dal parçası.


Oysa can nedir, bilmezdi.


Bilse de çoktan unutmuştu.


Aylar var ki cansız ve kuru, bir iskelet gibi uyuyordu öylece.


Hayata kavuşmak, ondan beklenecek en son şeydi.


```


Çok geçmedi.


Birşeyler olmaya başladı dal parçasının üzerinde.


Bir tomurcuk uyanıverdi.


Hayat belirtileri başladı.


Yağmurla ıslandı tomurcuk. Güneşle ısındı. Rüzgârla nefes alıp verdi.


İstediği herşey onlarda vardı. Birtek şey dışında: Hayat.


Ne yağmurda can vardı, ne ışıkta, ne havada.


Onlar, kendilerinde olmayanı bir kuru dal parçasına bağışlayamadılar.


Tomurcuk dualarla can buldu.


```


Ağaç, yüzlerce dalıyla dua etti can bulmak için.


Dualara cevap gecikmeden geldi.


Binlerce tomurcuk fışkırdı yüzlerce daldan.


Onlar da daha hayata gözünü açmadan duaya durdular.


“Âmin” dedi bulutlar.


“Âmin” dedi güneş.


“Âmin” dedi atmosfer.


“Âmin” dedi toprak, binlerce tomurcuğun duasına.


Yağmurla, ışıkla, rüzgârla cevap yağdı dualara haftalar boyu.


Sonunda, bir iskelet gözler önünde canlandı.


Ve ağaç, can bulan ellerini tekrar semaya açtı.


Yüzlerce dalıyla değil, on binlerce eliyle dualar sundu Yer ve Gökler Rabbine.


Onu bir dille değil, on binlerce diliyle zikretmek istedi.


```


Ağacın kendisi bir elden, yahut bir dilden başka birşey değildi.


O da yeryüzünün bir köşesinde, bir ovanın dillerinden biriydi.


Yeryüzünden sessizce dualar yükseldi bir bahar sabahı.


Toprak can bulmak istedi.


Ölmüş ağaçlardan ve bitkilerden ellerini semaya açtı.


Aynı anda her karışından binlerce dua yükseldi ovaların.


Gökler gürledi, güneş gülümsedi, rüzgâr müjdeler taşıdı uzaklardan.


Bir yağmurla, bir güneşle, bir havayla, sayısız dualara cevap geldi.


Her damlası bir cevaptı yağmurun.


Her parıltısı bir cevaptı güneşin.


Her nefesi bir cevaptı havanın.


Onları, dualara cevap veren gönderdi.


```


Cevaplara karşılık, yeni dualar yükseldi yerin her köşesinden.


Sayısız ağaçlar, sayısız çiçekler saf saf olup yakardılar.


Farklı dillerle, hep birlikte andılar kendilerine can vereni.


Dualar okundu yeryüzünün renk renk tebessümünde.


Baharın yüzünde gülen, duanın güzelliğiydi.





Ümit ŞİMŞEK